5 Ocak 2012 Perşembe

MEB 2005 TÜRKÇE 8. DERS KİTABI "ERGENEKON DESTANI" METNİ RESİM İNCELENMESİ

KİM OLUŞTURMUŞ?
¢  Bu resmi kimin oluşturduğu açıkça belirtilmemiştir.
¢  Sadece kitabın başında “Görsel Tasarım” başlığı altında:
  Pınar BOYNUZOĞLU
  Hafize Nur ENSARİ
  İhsan TÜRK
  Nuran ÜNAL
¢  Ancak bu isimler her ne kadar sayılsa da tam olarak hangi resmi hangi ressamın yaptığının belirtilmemesi bize tam olarak kaynak sunmamaktadır.

DİKKAT ÇEKİCİ HANGİ ÖGELER KULLANILMIŞTIR?
¢  Teknik açıdan:
  Resim olarak ilk resimde olduğu gibi çizgi resim kullanılmıştır.
  Resimde parlak renkler kullanılmıştır.
¢  Ayrıca:
  Çadır ve çadırda başkalarını dinleyen bir adam,
  Ellerinde avları bulunan bir topluluk ve elinde baltasıyla odun kesen bir insan,
  Atı üstünde iki insan,
dikkat çekici öğelerdir.

BAŞKALARI BU RESMİ NASIL ANLAMLANDIRMIŞTIR?
¢  Bu resim çok çeşitli şekillerde anlamlandırılabilir:
1.            Türklerde dayanışma,halkı dinleme olduğu
(Eski Türkler hakkında tarihsel bilgisi olan bir çocuk)
2.            Bozkır hayatının çok zor olduğu (Daha önce bozkır hayatı hakkında bilgisi olan bir çocuk)
3.            Bozkır hayatında ata binme ve avcılığın önemli olduğu (Yine bilgisi olan bir çocuk)
4.            Türklerin hayvanları öldüren cani olduğu (Bozkır hayatı ile ilgili hiçbir bilgisi olmayan çocuk)
gibi şekillerde anlamlandırılabilir.

RESİM OLUŞTURULURKEN GÖZ ÖNÜNE ALINAN VE GÖZ ARDI EDİLEN ÖĞELER
¢  Göz önüne alınan değerler:
  Türklerde hükümdarın halkı dinlemeyi önemli gördüğü,
  Türklerin bozkır hayatı yaşadığı,
  Herkesin toplum hayatında etkin olduğu gibi
Türklere ait tarihsel özelliklerdir.
¢  Göz ardı edilen değerler:
  Türklerde kadın erkek ayrımı olmadan herkes eşittir.
  Türklerde giyim tarzı pantolondur.Çünkü pantolon bozkır yaşamına daha uygundur.Fakat resimlerde çok kısa etek giydirilmiştir.
Türklere ait tarihsel özelliklerdir.

RESİM NEYİ AMAÇLAMIŞ?
¢  Resim:
  Resim Eski Türklerin yaşamını anlatmayı,
  Eski Türklere ait bir destanı yansıtmayı,
  Metni anlamlandırmayı ve desteklemeyi,
amaçlamıştır.
¢  Ancak resimde göz ardı edilen öğeler nedeniyle başarısız olunmuştur.

KİTAP İNCELEME KRİTERLERİNE GÖRE RESMİN İNCELENMESİ
¢  Farklı bir açıdan bakacak olursak:
¢  Çocuk resimleri veya başka bir deyişle kitaplarda yer alacak resimler gelişim dönemlerine göre bazı özellikleri taşımalıdır.
¢  Özellikle 13-14 yaşlarında bir çocuğa ait bir kitaptaki resimler:
  Esnek çizim olmamalı,
  Gerçeğe uygun çizim veya fotoğraf olmalı,
  Metinde anlatılanı desteklemeli hatta anlatılmayanı sezdirmeli,
  Ahlaki açıdan uygun olmalı,
  Metinin okunabilirliğini engellememeli,
  Resim oranı iki sayfanın 4-1 kadar olmalı,
son iki karakter hariç bu metinde kullanılan resimler uygundur denilebilir.




20 Aralık 2011 Salı

ÇOCUK RESİMLERİNDE AB ALGISI



             Kerem , yaptığı resimde yüksekte olan kürsüde 3 Avrupa Birliği üyesi koymuş, aşağıda ise başbakan olduğunu ifade ettiği birini, elinde Türk bayrağını tutarken çizmiştir. Resmini anlatırken “zaten bizi almayacaklar ki…”  ifadesini kullanmıştır.
           Ayrıca Kerem , “Bence Türkiye'nin Avrupa Birliği‟ne girmesine gerek yok. Avrupa Birliği‟ne girersek yaşantımızın çok değişeceğini düşünüyorum. Başbakan her yıl bizim Avrupa Birliği‟ne girmemiz için uğraşıyor. Bizi almadıklarını duydum. Bunun nedeni Kurtuluş Savaşı‟nda düşman olmamız olabilir.” demiştir.

Bu çalışma "İlköğretim Öğrencilerinin Yazılı Anlatım ve Resimsel İfadelerinde Algı ve Gözlemlerini İfade Biçimleri (Avrupa Birliği Örneği)" adlı Yard. Doç. Dr. Ş.Dilek BELET ve Öğr. Gör. Burçin TÜRKKAN' ın makelesinden alınmıştır.




14 Aralık 2011 Çarşamba

ÇOCUK RESİMLERİNDE AB ALGISI

NİL'İN RESMİ

Nil ikiye bölerek oluşturduğu resminin sol ortasına "Girmeden Önce" , sağ ortasına "AB'ye girince yazmış.
Sol tarafta 3 kadın bir erkek resmi ve 3 adet bina çizmiş.Sağ tarafa ise 1 kadın ve bir erkek elleriyle bir nesneyi kavramışlar,3 adet yürümekte olan erkek resmi çizmiş.Resim hakkında konuşurken şunları söylemiş : “Burası Avrupa Birliğine girmeden önce kadının çantası çalınıyor.Ama kimse yardıma gelmiyor.Avrupa Birliği’ne girdikten sonra kadının çantası çalındığında polisler coplarıyla gelip adaleti sağlıyor.”
Ayrıca Nil başka bir ifadesinde: "Avrupa Birliği‟ne girildiğinde, suçların, kapkaçın ,
hırsızlığın olmamasını istiyorum." şeklinde düşüncesini bildirmiştir.


Bu çalışma "İlköğretim Öğrencilerinin Yazılı Anlatım ve Resimsel İfadelerinde Algı ve Gözlemlerini İfade Biçimleri (Avrupa Birliği Örneği)" adlı Yard. Doç. Dr. Ş.Dilek BELET ve Öğr. Gör. Burçin TÜRKKAN' ın makelesinden alınmıştır.

7 Aralık 2011 Çarşamba

GALATASARAY-fenerbahçe

Büyük derbi bu akşam saat 19:30'da ALİ SAMİ YEN SPOR KOMPLEKSİ TTNET ARENA oynanacak.Maçı Fifa Kokartlı Fırat AYDINUS yönetecek
Dünyanın sayılı derbileri arasında gösterilen Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki dev maç, aynı zamanda Türkiye'nin en pahalı iki takımını karşı karşıya getirecek. Transfermarkt'ın verilerine göre, Süper Lig'de bu sezon mücadele eden takımlar içinde Fenerbahçe'nin toplam tahmini piyasa değeri 300, Galatasaray'ın ise 285 milyon lira.

kaynak:www.hürriyet.com.tr

23 Kasım 2011 Çarşamba

"Ecel Atı" neden "Kara İnci" oldu??? Gerekçeler

    Ecel Atı'nın :
1)Çocuk hikayesi türünde bir hikaye olduğu halde çocukların özellikleri dikkate alınmadan oluşturulmuştur.
2)İçinde "dedesinin gittiği yere gider." , "Babası ölmüştü." , "Annesi kıt kanaat evi geçindiriyordu." , "Zehirlenir,ölürsün." gibi çocukları psikolojik yönden olumsuz yönde etkileyebilecek öğeleri barındırmaktadır.
3)Ecel Atı Küçük Ünal'ın ölümü ile kötü bir şekilde bitmiştir.
4)Ayrıca çocuklara birşeye ulaşamadığı zaman izinsizce bir yere girme, hırsızlık yapma gibi olumsuz durumları kazandırabilir.
gibi özellikleriyle yukarıdaki özelliklerin bazıları,mesela "dedesinin gittiği yere gider." kelime grubu "daha da hasta olur." kelime grubuyla değiştirilerek olumsuzluk yumuşatılmıştır.Ayrıca babası ölmüş kısmı ölüm,hastalık gibi kavramların hikayeye olumsuz hava katması nedeniyle çıkarılmıştır.Hikayenin daha olumlu ve mutlu bir son ile bitmesi içinde hikayenin bazı kısımlarında çıkarma ve eklemeler yapılmıştır.Olumsuz biten sonun yerine tamamen zıt bir sonla hikaye bitirilmiştir.
          Sonuç olarak hikayenin konusu olan Büyüklerin sözünü dinleme olumlu bir anlatımla çocuk okurlara tekrar sunulmuştur.
          Teşekkürler

"KARA İNCİ" Ecel Atı'ndan Uyarlanmış/Düzeltilmiştir

KARA İNCİ

Küçük Ünal hastaydı.Kızamık çıkarıyordu.Doktor evden çıkmamasını tembih etmişti.Küçük Ünal,pencereleri sokağa bakan küçük evde can sıkıntısından ne yapacağını bilmiyordu.Bugün de hava güzeldi!Dışarıda güneş vardı…Annesi sabahleyin çıkarken:
-Dışarıda güneş var ama hava buz gibi,demişti.Aman anne Ünal üşümesin.Hem ona gelince bir süprizim olacak.
İhtiyar kadın Ünal’ın odasına girdiği zaman çocuğu hırkasız,pencere kenarında buldu.
-Annen ne tembih etti sana.Hem doktor ne dedi,bir parça soğuk alırsa sonra Allah göstermesin,daha da hasta olabilir,demedi mi?Hadi yatağına bakalım.
-Nine,ne güzel hava,hem ben hasta değilim.Hiç ateşim yok.
-Ateşin yok, maşallah ama, bu yüzündeki kırmızı şeyler yok mu,üşürsen onlar içeriye girerler.
-Daha iyi ya!
-O zaman daha kötü olur iyileşemezsin. Hiç üşümemeliymişsin… Hadi bakalım yatağına.
         Ünal, ninesi dışarıya çıkar çıkmaz pencereye koştu.Karşıdaki dükkanı seyrediyordu.Bu bir oyuncakçı dükkanıydı.O gün yılbaşı olduğu için pek süslenmişti.Şimdi neredeyse güneş batacak,ortalık kararacak,oyuncakçı bütün ışıklarını yakacaktı.Orada ne midi arabalar,ne tramvaylar vardı.
         Hele siyah bir at vardı. Dizginini çekince gözlerinde ışıklar yanardı bu siyah atın…Yelesi kumraldı.Ayaklarının üçünün bilekleri beyazdı.
         Onun üstüne bindiğini,karlı bir ovada koştuğunu sanıyordu.Canı dayanılmaz şekilde bu siyah ata binmek istiyordu.Hem o hasta değildi.Nesi vardı sanki?
          Giyinse,o atın üstüne bir defacık binse hiçbir şeyciği kalmaz.Bu kırmızı şeyler de kaybolurdu.Üşürmüş…Ne olurmuş bir parçacık üşürse.Bu doktor da ne fena adamdı.İnsanı hapsediyordu.Ninesinin sesini tekrar işitti.Yatağına koştu…Ninesi içeri girince:
         -Aferin Ünal! Dedi,bak böyle oturursan akşama sana kabak tatlısı vereceğim.Doktoru bile dinlemeyeceğim.Şimdi işim çok.Sakın yataktan çıkma.Çorba getirdim,sıcak sıcak iç onu... “Ayrıca annenin yataktan çıkmadığın taktirde sana sürpriz yapacağını hiç unutma.
Akşam olmuştu.Ünal ninesinin pişirdiği sıcacık tarhana çorbasını içince uyuya kalmıştı.Kapının zil sesiyle uyandı ve yatağından fırlayarak kapıya koştu.Annesinin geldiğini biliyordu ve annesinin sabah ona çıkarken “Akşam sana bir sürpriz yapacağım.” sözünü aklından çıkarmamıştı.Kapıyı annesine zili ikinci defa çalmasına fırsat vermeden açtı.Annesinin elinde kocaman bir paket vardı.Hemen annesinin kucağına atılıp paketi kucakladı.Annesini öptükten sonra heyecanlı heyecanlı paketi açtı. “Kara İnci” dedi. Evet annesi onun en çok istediği oyuncağı,simsiyah kocaman gözleri yanan “Kara İnci”yi almıştı."
Siyah atın üstüne bindi,dizginlerini çekti.Atın üstüne eğildi.Atın gözlerindeki ışıklar yanmıştı.Kendini bir karlı ovada gidiyor buldu.Etrafında bulutlar akıyordu.Gümüş gelin telleri gelip etrafını sarmıştı.Mavi bir aydınlık içindeydi.Suda yüzer gibiydi.Sonra ısınmaya başladı.Sarı,sapsarı saçlar gibi bir ışık vardı uzakta…At oraya doğru koşuyordu.Bu güneşti.Neredeyse güneşe girecekmiş gibi bir kırmızılık,bir sıcaklık hissetti.Saçları kavruluyor gibi oldu.Atın yeleleri sanki tutuşmuştu.Elini yakıyordu.Siyah atı bir alev gibi yanıyordu.Birdenbire her tarafında bir boşluk duydu..Sonra yine ne sıcak,ne soğuk,ne altın,ne gümüş,ne sarı,ne kırmızı derin sular gibi mavi ve mor bir alemde atıyla dört nala gitmeye başladı.
Ünal iki saattir atıyla oynuyordu.Kendini o kadar kaybetmişti ki ninesinin “Ünal yemeğe gel,yemek hazır.” demesiyle kendine geldi.Koştu masaya oturdu.Masada annesi,ninesi birden Ünal’ın yüzüne bakıp: “Allahımıza şükür,kızamıklar gitmiş.” Dediler. Ünal bunu duyunca koşarak aynaya bakmaya gitti. Sevinçten artık hiç yerinde duramıyordu.Hem iyileşmiş hem de “Kara İnci” onun olmuştu.

Ecel Atı Eleştiri

Ecel Atı hepimizin bildiği gibi bir çocuk hikayesidir.Çocuk hikayeleri hem içerik hem de tasarım yönüyle çocuklara uygun olmalıdır.Bu hikayenin de bu yönlerine fazla dikkat edilmediği düşünülerek hikaye düzenlenmiş ve Kara İnci adı altında yeniden yazılmıştır.